Sağlıklı Yaşam Polikliniği

Sağlıklı Yaşam Polikliniği

Dünya Sağlık Örgütü anayasasında sağlık şöyle tanımlanmıştır: "Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir." Hastalıklar belli bir sürecin ürünüdür. Bu sürecin bedensel, ruhsal, sosyal nedenlerini incelemek ve çözmeye çalışmak en iyi sonucu verecektir. Bunun için de hastaya verilen zamanın yeterli olması, tedavi ve takibin hastaya özel olması gerekmektedir.

Sağlıklı Yaşam Polikliniği Nedir?

Hastalara koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini beden, ruh, sosyal durum bütünlüğü içinde değerlendirerek daha iyi bir duruma getirmeyi hedeflediğimiz polikliniğimizdir. Başvuran hastaları iki gruba ayırabiliriz. Fonksiyonel tıp bakış açısı ile değerlendirilmek üzere başvuranlar ve COVID-19 sonrası rehabilitasyon ve destek için başvuranlar.

    Hangi Hastalar Polikliniğimize Başvurabilir?

    • Tansiyon yüksekliği, romatolojik hastalıklar, diyabet, migren, hipotiroidi, depresyon, panik atak, bağırsak hastalıkları gibi çesitli ruhsal ve bedensel kronik hastalığı olanlar
    • COVID-19 hastalığı aktif sürecini geçirmiş ama şikayetleri devam eden hastalar
    • Aktif şikâyeti olmayıp sağlık durumunun değerlendirilip sağlık durumunun iyileştirilmesi ve sürdürülmesi için gerekli tedbirleri almak, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek isteyen herkes polikliniğimize başvurabilir.

    Hangi Hastalar Polikliniğimize Başvurmamalıdır?

    COVID-19 tedavisi sonrası için:

    • 18 yaş altı hastalar

    • Aktif COVID-19 hastalık sürecinde olanlar (PCR testinin pozitif olduğu günden sonra en az 20 gün geçmiş olmalı)

    • Genel durumu kötü olan, ayaktan tedavi alması uygun olmayan hastalar

    Fonksiyonel tıp bakış açısı ile değerlendirilmek üzere gelmek isteyenler için ise:

    • 18 yaş altı hastalar

    • Gebeler

    • Aktif kanser tedavisi alan hastalar uygun değildir.

    Fonksiyonel Tıp Bakış Açısı Nedir?

    Hastaların doğumdan şu ana kadarki geçmişini, yaşam tarzını, beslenmesini, bedensel, ruhsal durumunu sorgulayıp gerekli ise yaygın olarak standart tıpta uygulanan testlere ilave olarak daha ileri biyokimya, mikrobiyoloji ve genetik testler ile hastalıkların kök sebebini tespit edip düzeltmeyi hedefleyen tıbbi bakış açısıdır.

    Fonksiyonel Tıp Bakış Açısında Tedavide Neler Yapılabilir?

    Hastanın ayrıntılı öykü, fizik muayene, tetkiklerinden sonra düşünülen nedene yönelik tedavi başlar. Hastanın yaşam tarzını, beslenmesini, egzersizini, stres kontrolünü bir bütün olarak değerlendirip hasta ile bir ekip olup düzeltmeye yönelik girişimlerde bulunulur. Bu esnada psikoterapi, fizyoterapi, diyetisyen desteği ve takviye gıdalardan yararlanılabilir. Bu tedavi sırasında hastanın gereksinimine göre branş hekimleri ile birlikte çalışılabilir.

    Fonksiyonel Tıp, Alternatif Tıp Yöntemi midir?

    Fonksiyonel tıp, alternatif tıp değildir. Tamamı tıp fakültesinin ilk yıllarında öğretilen biyokimya, fizyoloji ve fonksiyon bozukluklarını içeren fizyopatoloji konularının sistematik olarak irdelenmesidir.

    Fonksiyonel Tıp Bakış Açısı ile Değerlendirecek Hekim Kimdir?

    Kişinin yakınmalarını, geçmişini, iş, aile, yaşam koşullarını detaylı bir şekilde değerlendiren ve tedavi planını buna göre yapan hekimdir. Herhangi bir branştan olması gerekmez. Tanı ve tedavi için gerekli olan sistematik yaklaşımı genel tıp bilgilerinin üzerine aldığı eğitimlerle edinir. Zaten amaç tüm vücut sistemini bir bütün olarak değerlendirmektir.

    Neden fonksiyonel tıp bakış açısı gerekli?

    Konvansiyonel tıp yaklaşımı, hastalık tanısı ve buna karşılık gelen tedavi üzerine kuruludur. Her branş kendi branşı ile ilgili kısma bakar ve tedavisini düzenler. Bir hastanın migren, kabızlık, hipotiroidi, fibromiyalji, reflü gibi birçok şikayeti olabilir ki genelde kronik hastalık meydana geldiyse hasta farkına varsın ya da varmasın birden fazla sistemi ilgilendiren problemleri vardır. Örnek verdiğimiz bu hastayı nöroloji, gastroenteroloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon doktoru, endokrinolog ayrı ayrı değerlendirir. Kendi branşına uygun tedaviyi sunar ki bu çok önemlidir ve gereklidir. Bunun yanı sıra bu hastaları ruhsal bedensel, kalıtımsal ve çevresel olarak bir bütün halinde değerlendirmek ve sorunun kaynağına inmek gerekir. Bu sayede hastalıklarının, kullandıkları ilaç sayısının ve ilaçların yan etkilerinin artmasının önüne geçilmiş olur. Mesela yukarıda örnek verilen hastada sorunun kökeninin gıda duyarlılığı olduğunun tespit edilmesi ile tüm şikayetleri geçebilir veya hayat konforunu arttıracak şekilde azalabilir. Hastalığın temel nedenini ağacın köklerindeki sorun olarak düşünürsek meyvelerine yönelik müdahalelerle ağacı iyileştiremeyiz. Bu değerlendirme ve takibi yapabilmek için de hastaya uygun bir süre ayrılmalıdır. Rutin poliklinik hasta sayıları ve iş yükü ile bu pek mümkün değildir. Ayrıca doktor da hasta da buna istekli olmalıdır. Fonksiyonel tıp yaklaşım ile hasta değerlendirilmesi, hasta ve doktorun güzel bir iletişimle ekip olarak çalışmasıyla yapılır. Hastanın uyumu tedavinin başarısı açsından çok önemlidir.

    Hangi Hastalıklarda Bu Yaklaşım Daha Fazla Yarar Sağlar?

    Fonksiyonel Tıp alanına giren hastalık ve durumlar, odağında inflamasyon bulunan kronik hastalıklardır: Kronik Yorgunluk Sendromu, Akne, Akne Rozasea, Huzursuz Bacak Sendromu, İnterstisiyel Sistit, Fibromiyalji, Hashimoto Hastalığı, Multipl Skleroz (MS), Parkinson, Alzheimer, Romatoid Artrit, Behçet, Sjögren, Skleroderma, Ankilozan Spondilit, Lupus, Sarkoidoz, İrritabl Bağırsak Sendromu (IBS), Egzama, Sedef, Migren, Polikistik Over, Endometriyozis, iltihabi bağırsak hastalıkları (Crohn, Ülseratif Kolit), iltihabi damar hastalıkları, İnfertilite, Menopoz, kabızlık, ishal, gaz sorunları, besin duyarlılıkları, hipertansiyon, diyabet, depresyon, anksiyete, hafıza problemleri, diyabet, metabolik sendrom

    Sadece Hasta Olan Kişiler mi Fonksiyonel Tıp Bakış Açısından Faydalanabilir?

    Kronik hastalıklar bir günde meydana gelmez. İlk önce biyokimyasal, fizyolojik denge bozulur. Sonrasında günlük hayatımızı engellemeyen çoğu zaman normal olarak düşündüğümüz bulgularla kendini gösterir; en son hastalık dediğimiz iyi olma halinin bozulması durumu meydana gelir. Kronik hastalık riskini tespiti için değerlendirilebilecek tetkikler ve bu riski azaltabilecek önlemler vardır. Pandemi zamanında olduğu gibi akut bir hastalık durumunda vücudun o andaki sağlık hali de çok önemlidir. Mesela D vitamini eksikliği olan hastaların hastalıkları daha ağır seyrettiği kanıtlanmıştır. Önceden bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek hastalık anında yaptığımız müdahalelerden çok daha kıymetlidir. Bu nedenle iyilik halini arttırmak veya sürdürmek için yol arayan tüm hastalarımıza katkısı olacaktır.

    Videolar