Organ Nakli Merkezi

SGK kapsamındaki hastalar için böbrek nakli ücretsiz olarak gerçekleştirilmektedir. Bu hizmet, yaşamınıza yeni bir başlangıç yapma fırsatı sunar.

KRONİK BÖBREK HASTALIĞI NEDİR?

Kronik böbrek hastalığı, böbreklerde oluşan kalıcı hasar nedeniyle böbrek fonksiyonlarının zamanla kötüleştiği bir durumdur. Hasar ilerlediğinde, böbrekler tüm işlevlerini kaybedebilir ve bu, "Kronik Böbrek Yetmezliği" veya "Son Dönem Böbrek Yetmezliği" olarak adlandırılır. Bu durumda hastanın hayatta kalabilmesi için diyaliz ya da böbrek nakli gereklidir. Son dönem böbrek yetmezliği teşhisi konan hastalar, bir nefroloji uzmanı tarafından acilen organ nakil merkezine yönlendirilmelidir. Burada, nefrolog, öncelikle canlı vericili böbrek nakli olasılığını değerlendirir. Canlı verici bulunamazsa, hasta uygun bir diyaliz yöntemine alınır ve kadavra listesine kaydedilir.

DİYALİZ VE ORGAN NAKLİ

Diyaliz, hastayı yaşatmaya yardımcı bir tedavi yöntemidir; ancak hiçbir makine doğal böbreğin tüm işlevlerini yerine getiremez. Bu yüzden organ nakli, hastanın hem yaşam süresi hem de yaşam kalitesi açısından büyük avantajlar sağlar. Mümkünse, hastaların diyalize başlamadan önce hazırlıklarının tamamlanması ve nakil işlemlerinin yapılması en ideal yaklaşımdır.

Diyaliz başlamamış ya da diyaliz tedavisi gören hastalar için, öncelikle kan grubu uyumlu ve tansiyon, şeker gibi sağlık sorunları bulunmayan yakınları canlı verici adayı olarak değerlendirilir. Nefrolog, hastayı ve potansiyel verici adaylarını organ nakli koordinatörüne yönlendirir. Merkezde, kan grubu testleri yeniden yapılır ve LCM (Lenfosit Cross Match) çalışmaları sonrası hasta ve verici adaylarına detaylı bir check-up yapılır. Tüm testleri uygun olan hastalar ve vericiler, nefroloji ve cerrahi ekipleri tarafından muayene edilir. Yapılan tetkik ve muayeneler, bir konsey tarafından değerlendirilir ve nihai tıbbi karar bu konseyde alınır.

KRONİK BÖBREK HASTALIĞININ NEDENLERİ

Kronik böbrek hastalığının başlıca nedenleri arasında diyabet (şeker hastalığı), yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, ailede böbrek hastalığı öyküsü ve 60 yaş üzeri olmak yer alır. Şeker hastalığı olanlar ve hepatit B ve C taşıyıcıları da böbrek nakli için uygun adaylar arasında sayılır. Canlı vericili nakillerde doku uyumsuzluğu genellikle nakil kararını etkilemez. Ayrıca, verici ile kan grubu uyumsuzluğu veya immünolojik testlerde uyumsuzluk varsa, çapraz nakil yöntemiyle (uyumlu başka bir çiftle eşleştirme) bu sorun aşılabilir.

ÇOCUKLARDA BÖBREK HASTALIĞI

Kronik böbrek yetmezliği çocuklarda daha ciddi bir seyir izleyebilir. Bu durum, büyüme ve gelişme geriliği gibi sorunlara yol açabilir ve tüm vücut sistemlerinde geri dönüşü olmayan hasarlar oluşturabilir. Bu nedenle, çocuklarda böbrek nakli genellikle hayat kurtarıcı bir tedavi seçeneği olarak değerlendirilir.

KAN GRUBU UYUMU

Dört temel kan grubu vardır: A, B, AB ve 0

HASTANIN KAN GRUBU

VERİCİSİ

0 Grubu

Sadece 0 Grubu verebilir.

A Grubu

A veya 0 Grubu verebilir.

B Grubu

B veya 0 Grubu verebilir.

AB Grubu

Her grup verebilir (0, A, B veya AB).

ÇAPRAZ NAKİL

Çapraz nakil, kan grubu uyumsuzluğu nedeniyle doğrudan organ bağışında bulunamayanlar için uygulanan bir yöntemdir. Bu süreçte, verici ve alıcı arasında kan grubu uyumsuzluğu bulunan kişiler, organ nakli merkezlerinde çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak çapraz nakil için değerlendirilir. Bu faktörler arasında böbreğin süzme kapasitesi, LCM sonuçları, yaş ve mevcut sağlık durumu yer alır.

ÇAPRAZ NAKİL NASIL YAPILIR?

Çapraz nakil işlemi, iki farklı hasta ve iki farklı vericiyi içerir. Örneğin, kan grubu A olan bir alıcı, kan grubu B olan bir vericinin böbreğini kabul edemez. Ancak, kan grubu B olan verici, kan grubu B olan başka bir hasta için böbrek bağışında bulunabilirken, bu hastanın kan grubu A olan bir vericisi, (önceki cümlede bahsedilen) kan grubu A olan hastaya böbrek bağışında bulunabilir. Bu şekilde, her iki hasta da uygun bir böbreğe kavuşmuş olur.

KİMLER ÇAPRAZ NAKİL İÇİN UYGUNDUR?

Genellikle kan grubu A veya B olan hastalar çapraz nakil için daha uygun adaylardır, çünkü bu gruplarda uyumlu verici bulma olasılığı daha yüksektir. Öte yandan, kan grubu 0 veya AB olan hastalar için çapraz nakil olasılığı daha düşüktür ve bu durumun dikkate alınması önemlidir.

Bu yöntem, organ bağışı sürecinde yaşanan kan grubu uyumsuzluğu sorununu çözerek, daha fazla hastanın tedavi edilmesini sağlar.

KİMLER BÖBREK VERİCİSİ OLAMAZ?

Böbrek vericisi olabilmek için belirli sağlık kriterlerine uymak gerekmektedir. Aşağıdaki durumlarda olan kişiler, böbrek bağışında bulunamazlar:

  • Kanser Hastaları: Aktif kanser tedavisi gören veya kanser geçmişi bulunan bireyler, organ bağışçısı olamazlar.

  • HIV (AIDS) Taşıyıcıları: HIV virüsü taşıyan kişiler, organ bağışı yapamazlar.

  • Yüksek Tansiyon Hastaları: Kontrol altına alınmamış yüksek tansiyon sorunu yaşayan bireyler, böbrek vericisi olamaz.

  • Şeker Hastaları: Diyabet hastalığı olan kişiler, böbrek vericisi olma kriterlerini karşılamazlar.

  • Böbrek Hastaları: Kendi böbrek problemleri olan kişiler, bağışçı olamazlar.

  • Hamileler: Hamilelik sürecindeki kadınlar, böbrek bağışında bulunamazlar.

  • Diğer Organ Yetmezlikleri Olanlar: Başka bir organ yetmezliği bulunan kişiler, böbrek bağışında bulunamazlar.

  • Kalp Hastalıkları: Kalp hastalığı yaşayan bireyler, böbrek vericisi olamazlar.

Bu sağlık koşullarına uymayan kişilerin böbrek vericisi olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Verici adaylarının, sağlıklı bir bağış süreci için bu kriterlere uygun olmaları gerekmektedir.
 

KADAVRADAN BÖBREK NAKLİ

Günümüzde kadavradan (vefat etmiş bireylerden) alınan böbreklerin dağıtımı, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde yürütülmektedir. Organ nakli merkezlerine kayıtlı hastaların listeleri, Bakanlığın koordinasyon sistemi üzerinden takip edilir. Uygun bulunan hastaların listesi, Bakanlık tarafından ilgili organ nakli merkezine iletilir ve bu listeye göre böbrekler en uygun hastaya nakledilir.

Dünya genelinde böbrek nakillerinin büyük bir kısmı kadavradan alınan böbreklerle gerçekleştirilirken, ülkemizde bu oran oldukça düşüktür. Türkiye’de kadavradan yapılan böbrek nakilleri, toplam nakil işlemlerinin yalnızca %20-30’unu oluşturmaktadır. Kadavradan organ bağışlarının artırılması, organ nakli sayısını yükseltmek için kritik bir adımdır. Bu hedefe ulaşmanın yolu ise, eğitimli organ nakli koordinatörlerinin görev aldığı ve ekip çalışmasının ön planda tutulduğu bir organ nakli koordinasyonunu sağlamakla mümkündür.

BÖBREK NAKLİ AMELİYAT SÜRECİ

Böbrek vericisinin ameliyatı, hastanelerimizde genellikle kapalı (laparoskopik) yöntemle gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemle, karın içine girebilmek için yaklaşık 1 cm çapında 3 küçük kesi yapılır ve böbreğin çıkarılması için kasık bölgesinde 5-6 cm uzunluğunda bir kesi yapılır. Laparoskopik cerrahinin avantajları arasında daha hızlı iyileşme, minimal ağrı, hızla ağızdan beslenme, daha az yara izi ve sosyal hayata daha çabuk dönme imkanı bulunur. Ayrıca, fıtık riski son derece düşüktür ve vericiler genellikle 3 gün içinde taburcu olabilirler.

Alıcının böbrek nakli işlemi ise standart bir cerrahi operasyon olarak uygulanır. Bu işlem, kasık bölgesinde yapılan bir kesi ile gerçekleştirilir. Ameliyat sonrası hastalar genellikle ertesi gün ayağa kalkabilir, ağızdan beslenebilir ve tedavi süreçleri standart prosedürler çerçevesinde yürütülerek sağlıklarına kavuşurlar. Taburculuk süreci, hastanın genel sağlık durumuna göre planlanır.

BÖBREK NAKLİ SONRASI YAŞAM

Böbrek nakli sonrasında, hayatınızda sağlıklı bir döneme adım atabilirsiniz, ancak bu süreçte bazı önemli kurallara uymanız gerekmektedir. Doktorlarınız, hemşireleriniz ve diğer sağlık profesyonelleriyle uyum içinde çalışmak büyük önem taşır. Nakil sonrası iyileşme süreci zaman alabilir ve ilk aylarda enfeksiyonlardan korunmak için yaşam tarzınıza özen göstermeniz gerekir. Bu kurallar, hem yeni böbreğinizin hem de genel sağlığınızın korunmasına yardımcı olur.

Nakil sonrası düzenli takip ve tedavi, cerrahi işlem kadar kritik bir öneme sahiptir. Erken dönemde ortaya çıkabilecek sorunlar, böbreğinizin uzun vadeli sağlığını etkileyebilir. Organ nakli sonrası hastalar, ilaçlarını düzenli olarak kullanıp takip randevularına zamanında giderek genellikle ciddi sorunlar yaşamadan uzun yıllar sağlıklı bir yaşam sürebilirler. Nakledilen böbreğinizin kaybolma endişesinden kaçınılmalıdır, gerekirse psikolojik destek alabilirsiniz.

Yeterli dinlenme, böbreklerinizin sağlıklı çalışması için gereklidir. Düzenli bir yaşam tarzı benimsemeli, her gün belirli saatlerde uyumalısınız ve yeterince dinlenmelisiniz.

Böbrek nakli sonrası bazı durumlarda acil olarak nakil merkezi veya doktorunuzla iletişime geçmeniz gerekebilir. Taburcu olurken doktorunuz bu durumlar hakkında sizi bilgilendirecektir. Acil durumlar şunları içerir:

  • 37.5°C'nin üzerinde ateş

  • Böbrek bölgesinde geçmeyen ve uzun süre devam eden ağrı veya hassasiyet

  • İdrar miktarında ani azalma

  • Sabahları göz çevresinde, akşamları bacak ve ayak bileklerinde şişlik ve kilo artışı

  • Nefes darlığı

  • Beklenmedik şekilde yüksek veya düşük tansiyon

  • İdrar yaparken yanma hissi

  • Tekrarlayan kusmalar

  • Üç günü geçen inatçı ishal

  • Yeşil veya sarı balgam ile öksürük

  • Nakil ilaçlarının bitmesi veya kaybolması

  • Sosyal güvencenin kaybedilmesi

  • Herhangi bir cerrahi müdahale gereksinimi

Bu önerilere uyarak ve belirtilen durumlarda zamanında müdahale ederek, böbrek nakli sonrası sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz.

ENFEKSİYON RİSKLERİ VE KORUNMA

Böbrek nakli sonrası, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar, nakledilen böbreğin reddini önlemek amacıyla gereklidir, ancak aynı zamanda vücudun bakteriler ve virüslerle savaşma yeteneğini de azaltabilir. Bu durum, enfeksiyon riskinin artmasına yol açabilir. İdrar yolu enfeksiyonları ve grip gibi yaygın enfeksiyonların yanı sıra, nadiren zatürre gibi daha ciddi enfeksiyonlar da görülebilir. Bu enfeksiyonlar genellikle ilk 6 ay içinde, ilaç dozlarının yüksek olduğu dönemlerde daha sık yaşanır. Doktorunuz, bu süreçte enfeksiyonları önlemek için ek ilaçlar verebilir.

Bu dönemde enfeksiyon riskini azaltmak için temel hijyen kurallarına uymanız oldukça önemlidir. Ellerinizin düzenli olarak sabunla yıkanması ve dişlerin düzenli fırçalanması, enfeksiyon riskini minimize edebilir. Ayrıca, ev hayvanlarıyla ilgili dikkatli olmalısınız. Eğer evcil hayvan besliyorsanız, enfeksiyon riski düşük olan balık veya kısa tüylü köpekleri tercih edebilirsiniz. Hayvanların dışkılarıyla doğrudan temas etmekten kaçınmalı, kafes veya akvaryum temizliği sırasında lastik eldiven kullanmalı ve bu tür temizlik işlerini mümkünse başkalarına yaptırmalısınız. Kuşlar ve kediler gibi enfeksiyon riski yüksek hayvanlardan ise uzak durulmalıdır.

Ateşli hastalığı olan kişilerle temastan kaçının; eğer bu temastan kaçınmak mümkün değilse, maske takmanız önerilir. Açık hava ortamlarında maske kullanmanıza gerek yoktur. Evde banyo ve mutfak gibi alanların düzenli olarak temizlenmesi, özellikle buzdolabının temizlenmesi önemlidir. Bu alanlar için normal ev temizleyicileri ve sıvı sabunlar yeterlidir. Diğer odaların da sık sık temizlenmesi ve yatak takımlarının düzenli olarak değiştirilmesi gerektiğini unutmayın.

BESLENME

Böbrek nakli sonrası, yeni böbreğinizin kanı temizleme kapasitesindeki artış, iştahınızı artırabilir. Ayrıca, kortizon içeren ilaçlar iştahı yükseltici etkiler yaratabilir. Bu durum, fazla yemek yemeye ve kilo almaya yol açabilir; kilo artışı böbrek üzerinde ek bir yük oluşturabilir ve böbreğin zarar görme riskini artırabilir. Ayrıca, fazla yemek kan şekeri seviyelerini yükseltebilir. Bu nedenle, ekmek ve hamur işlerinden kaçınılmalı, greyfurt gibi ilaçlarla etkileşime girebilecek meyveler tüketilmemelidir. Doktorunuzun önerisi olmadan yemeklerinize fazla tuz eklememelisiniz. Kolesterol seviyelerini kontrol altında tutmak için, kolesterolü artıran gıdalardan uzak durulmalıdır. Bu gıdalar arasında yumurta sarısı, sakatatlar tereyağı, karides ve kalamar gibi deniz ürünleri ile yağlı kırmızı et ve tam yağlı süt ürünleri bulunur. Bunun yerine, derisi alınmış tavuk, hindi, balık ve yağsız kırmızı et, az yağlı süt ürünleri, yumurta beyazı ve yoğurt tercih edilebilir. Etsiz sebze yemekleri ve salatalar serbestçe tüketilebilir. Temizliğinden emin olmadığınız yerlerde yemek yemekten kaçının ve düzenli egzersiz yaparak kilo kontrolü sağlayın.

EGZERSİZ VE SPOR

Spor yapmak, sağlıklı bir beden geliştirmek ve ilaçların yan etkilerini en aza indirmek için önemlidir. Böbrek nakli sonrası egzersize başlamak genellikle en az altı hafta beklemeyi gerektirir. Ameliyat sonrası kas güçsüzlüğü yaşanabileceği için, egzersizlerin kas gücünü artırıcı ve tansiyonu düşürücü özelliklere sahip olması önemlidir. Aerobik egzersizler, yürüyüş, düz bisiklet sürmek ve temiz denizlerde yüzmek, hem kalp ve akciğer hem de kas ve iskelet sistemi için uygun aktiviteler arasındadır. Haftada 2-3 kez, 30-40 dakika süren egzersizler önerilir. Ancak, futbol, voleybol, basketbol, tenis, judo gibi darbe riski taşıyan sporlardan ve ağırlık kaldırarak vücut geliştirmekten kaçınılmalıdır.

GEBELİK

Erkek böbrek alıcıları için baba olma konusunda herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır, ameliyat sonrası kendilerini hazır hissettikleri zaman baba olabilirler. Kadın böbrek alıcılarının anne olabilmesi için ise belirli şartlar vardır. Öncelikle, anne ve baba adaylarının çocuk sahibi olma kararını doktorlarına bildirmeleri ve üroloji ile kadın doğum uzmanları tarafından değerlendirilmeleri gerekir. Ayrıca, ilaç ayarlamaları ve düzenli hastane ziyaretleri gibi hazırlıkların yapılması gerekir.

Başarılı bir böbrek fonksiyonuna sahip, idrarda protein atılımı belirli bir seviyenin altında olan ve nakil sonrası en az 1 yıl, tercihen 2 yıl beklemiş kadınlar hamile kalabilirler. Hamilelik öncesinde, bebekte sağlık sorunlarına yol açabilecek ilaçların en az 6 hafta önceden kesilmesi gereklidir. İlaç düzenlemeleri hakkında doktora danışılmalı ve risk minimuma indirilmelidir.

Hamilelik sürecinde, tansiyonun 130/80 mm Hg değerinin altında tutulması hedeflenir. Kontroller genellikle ayda bir yapılmalı, hem kadın doğum muayeneleri hem de kan basıncı, serum kreatini ve idrarda protein atılımı izlenmelidir. Hamileliğin 34. haftasından itibaren doğum planlanmalıdır. Bu nedenle 32-34. haftalar arasında haftalık kontroller yapılabilir.

Emzirme döneminde ise doktorun belirlediği ilaç kısıtlamalarına uyulmalıdır. Çocuk memeden kesildikten sonra, yeni ilaç düzenlemeleri doktor gözetiminde yapılabilir.

CİNSEL YAŞAM

Böbrek nakli sonrası cinsel ilişkiye başlamak için genellikle 2-3 hafta beklenmesi tavsiye edilir. Cinsel ilişki öncesinde her iki tarafın da temizlenmesi önemlidir. Soğuk algınlığı veya uçuk gibi enfeksiyonlar yoksa, cinsel ilişki genellikle sorun oluşturmaz. Ancak, eşlerden birinde akıntılı bir hastalık varsa, prezervatif kullanımı ve doktor görüşü gerekmektedir. Çok eşli ilişkiler cinsel hastalık riskini artırabileceğinden, bu tür ilişkilerden kaçınılmalıdır. Ayrıca, nakil sonrası yumurtalık fonksiyonlarının normale dönmesi nedeniyle istenmeyen gebelikler yaşanabilir. Doğum kontrol hapları bağışıklık sistemini etkileyebilir ve yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden önerilmez. Spiral gibi rahim içi araçlar da artan enfeksiyon riski nedeniyle tercih edilmemelidir. Takvim yöntemi ise güvenilir bir doğum kontrol yöntemi değildir. En güvenli yöntem, erkeklerin prezervatif kullanmasıdır.

GÜNEŞLENME VE DENİZ

Böbrek nakli geçiren hastalar için yüzme, uygun bir spor aktivitesi olarak önerilmektedir. Ameliyattan yaklaşık 3 ay sonra hastalar denize girebilir ve yüzmeye başlayabilirler. Ancak, doğrudan güneş ışığına maruz kalma süresi sınırlanmalıdır. Uzun süre güneşe maruz kalmak deri kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle, güneşe çıkarken, güneşe maruz kalan cilt bölgelerine en az SPF 30 koruma faktörüne sahip güneş kremi sürülmesi önerilir.

TATİLDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Seyahat etmek konusunda genellikle bir kısıtlama bulunmamaktadır. Ancak, hijyen standartlarına dikkat etmek ve sağlık koşullarının yetersiz olabileceği bölgelerden kaçınmak önemlidir. Seyahatten önce doktorunuza planlarınızı bildirmeniz tavsiye edilir. Seyahat sırasında yeterli miktarda ilaç bulundurmanız ve size ulaşılabilecek seyahat adresinizi bildirmeniz faydalı olacaktır. Ayrıca, halka açık havuzlar, sauna ve hamam gibi yerlerden uzak durmak sağlık açısından daha güvenli olacaktır.

İŞ HAYATINA DÖNÜŞ

Çoğu böbrek nakli hastası, ameliyattan yaklaşık 6 hafta sonra işlerine dönebilir. Ancak, bu süre işin türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Daha az stresli ve hafif işlerde çalışanlar genellikle daha erken dönebilirken, stresli ve fiziksel olarak zorlayıcı işlerde çalışanların işe dönmeleri 3 ay kadar sürebilir.

NAKİL İLAÇLARI DIŞINDAKİ İLAÇLARIN KULLANIMI

Böbrek nakli sonrasında, hastaların herhangi bir ilaç kullanmadan önce mutlaka nakil yapan doktorlarına danışmaları kritik önem taşır. Özellikle nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) nakil hastalarına önerilmemektedir. Bu tür ilaçlar, kan basıncında yükselmeye, idrarda protein kaybına ve vücutta sıvı birikimine neden olarak böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, ağrı kesici olarak genellikle parasetamol bazlı ilaçların tercih edilmesi önerilir.

Antibiyotik kullanımı da dikkatle ele alınmalıdır. Özellikle damar yoluyla veya kalçadan uygulanan bazı antibiyotikler böbreklerde hasara yol açabilir ve bu nedenle bu tür ilaçlardan kaçınılmalıdır. Ayrıca, nakil ilaçlarıyla birlikte bazı ağız yoluyla alınan antibiyotikler ve mantar ilaçlarının kullanımı da sakıncalı olabilir. Tansiyon ilaçları da benzer riskler taşıyabilir, bu ilaçları kullanırken nakil ilaçlarının kan seviyelerinin düzenli olarak izlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bu tür ilaçlar yalnızca doktor gözetiminde kullanılmalıdır.

Hastalar, doktorları tarafından belirlenen ilaç kullanım planına tam olarak uymalı ve başka bir sağlık profesyonelinin önerdiği ilaçları kullanmadan önce mutlaka nakil doktorlarına danışmalıdır. Kendi başına ilaç kullanmak veya güvenilir olmayan kaynaklardan alınan bilgilerle ilaç kullanmak, nakledilen organın kaybına veya ciddi sağlık risklerine yol açabilir.

BÖBREK NAKLİ SONRASI AŞILARLA İLGİLİ DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Böbrek nakli sonrası ilk 3 ay boyunca, bağışıklık sistemini baskılayıcı yüksek doz ilaçlar kullanıldığından, aşı uygulamaları genellikle önerilmez. Özellikle canlı virüs içeren aşılar, örneğin suçiçeği aşısı, bu dönemde kesinlikle yapılmamalıdır. Hepatit B aşısı, ideal olarak nakil öncesinde uygulanmalıdır. Nakil öncesi aşı yapılmadıysa, nakilden 6 ay sonra çift doz Hepatit B aşısı yapılmalıdır. Ayrıca, nakil sonrası yapılan yıllık kontrollerde Hepatit B antikor titresinin 10'un altına düştüğü tespit edilirse, bir defaya mahsus olmak üzere çift doz aşı tekrarlanmalıdır.

Grip aşısının ise, her yıl ekim ve kasım aylarında tüm nakil hastalarına yapılması önerilir. Zatürre aşısı da tüm nakil hastalarına uygulanmalı ve her 5 yılda bir tekrarlanmalıdır. Difteri ve tetanoz aşıları, genellikle güvenli olup yapılabilir. Seyahat veya hac gibi durumlarda, menenjit, meningoensefalit, inaktif ensefalit ve inaktif tifo gibi aşılar, canlı virüs içermedikleri sürece yapılabilir.

Uyarılar:

  • Doktorunuzdan onay almadan herhangi bir ilacı eczaneden almak ve kullanmaktan kaçınılmalıdır.

  • Kullandığınız ilaçları doktorunuzun belirlediği dozajlarda ve zamanında almaya özen gösterin; ilaçlarınızı değiştirmeyin veya bırakmayın. İlaç dozlarını bir kart üzerine not edin ve bu kartı yanınızda bulundurun.

  • Greyfurt, greyfurt suyu, nar, nar suyu ve karışık meyve sularından kesinlikle uzak durun.

  • Göz, diş, eklem ağrıları, nezle, öksürük, uçuk, deri döküntüleri, halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, yaygın vücut ağrıları, kas ağrıları, grip belirtileri, nakil bölgesinde ağrı veya şişlik, idrar miktarında azalma, idrar yaparken yanma ve ağrı, kanlı veya kötü kokulu idrar, kan basıncında artış, ateş ve ishal gibi belirtiler yaşarsanız hemen doktorunuza başvurun.

  • Nakil sonrası, ihtiyaç duyduğunuz her an organ nakli ekibi ile iletişim kurabileceğinizi unutmayın.

Whatsapp Destek Hattı
Whatsapp Destek Hattı
Whatsapp Destek