Koklear İmplant Nedir?
Koklear implanlar, ileri ve çok ileri derecede iç kulak işitme kaybı olan kişilerde işitme duyusunun sağlanabilmesi için kullanılan elektronik cihazlardır. Son yüzyılın en büyük gelişmelerinden olan koklear implantlar işitme kaybı olan bireylere başka hiçbir yolla sağlanamayacak bir rehabilitasyon olanağı sunmuştur.
Koklear implanlar, iç parça ve dış parça olmak üzere iki kısımdan oluşur. Dış parçada yer alan mikrofon dış sesleri alarak konuşma işlemcisine gönderir. Bu sesler konuşma işlemcisinde elektrik sinyallerine dönüştürülür ve iç parçaya aktarılır. İç parçada gelen elektrik sinyalleri kodlama sistemleri kullanılarak kokleadaki nöral yapıların uyarılmasını sağlar. Bu uyarım işitme siniri yolu ile beyinde işitme korteksine ulaştırılır. Cihazın dış kısmı aynı işitme cihazlarında olduğu gibi kulak arkasına yerleştirilir, iç kısmı ise deri altına cerrahi işlem ile yerleştirlir.
Koklear implantlar ticari olarak farklı markalarda sunulmaktadır. Bu cihazların benzerlik ve farklılıkları vardır. Fakat hiçbir koklear implant sistemi işitme duyusunun gelişmiş fonksiyonlarını tümüyle yerine getiremeyebilir ve koklear implantın sonuçları pek çok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Koklear İmplant İçin Hasta Seçimi
Koklear implant için hasta seçimi bu sürecin en önemli basamaklarından biridir. Adayların odyolojik, radyolojik, psikolojik ve medikal olarak değerlendirilmeleri ve ailenin gerçekçi beklentilerinin olması, koklear implantın yarar ve risklerini iyi anlamaları, adayın rehabilitasyon olanaklarının ve aile desteğinin belirlenmesi çok önemlidir.
Hastanın değerlendirmesi öykü ile başlar. Hastanın genel sağlık durumu ve ek sağlık durumları değerlendirilir. Bu basamak KBB hekimleri tarafından yapılır. Çocuk hastalarda öykü doğum öncesi dönemden başlamalıdır. Prenatal döneme ait sorgulamada ise annenin geçirdiği enfeksiyonlar (TORCH grubu enfeksiyonlar), radyasyona maruz kalma, ototoksik ilaç kullanımı sorulmalıdır. Doğum ve erken doğum sonrası dönemde travmatik doğum, bebeğin oksijensiz kalıp kalmadığı, prematüre doğum, düşük doğum ağırlığı, doğum sonrası sarılık, RH uyumsuzluğu, enfeksiyon, menenjit, yoğun bakımda kalma öyküsü, ototoksik ilaç kullanımı sorulmalıdır. Öyküde genetik işitme kayıplarının ayırt edilmesinde aile öyküsünün bilinmesi önemlidir. Doğumsal işitme kayıplarının %50-60’ı genetiktir. Akraba evliliği ve ailede işitme kayıplı birey olması genetik işitme kayıplarında riski artırmaktadır.
Ülkemizde yeni doğan işitme taraması 2004 yılından beri Ulusal Yenidoğan İşitme Tarama programı çerçevesinde yürütülmektedir. Yenidoğan işitme taramalarının başlaması ile birlikte doğumsal işitme kayıplarının tanı ve rehabilitasyon yaşı oldukça düşmüştür.
Dil gelişim dönemlerine göre ise işitme kayıpları 3 kategoride incelenir.
-PRELİNGUAL: Konuşma ve dil becerilerinin kazanımından önce başlayan işitme kayıpları
-PERİLİNGUAL: Konuşma ve dil gelişiminin başladığı ancak tamamlanmadan gelişen işitme kayıpları
-POSTLİNGUAL: Konuşma ve dil gelişiminin tamamlanmasından sonra gelişen işitme kayıpları
Koklear implantasyon, ileri ve çok ileri işitme kayıplarının rehabilitasyonunda en iyi yöntemdir. Çocuk hastalarda dil gelişimi için önemli olan kritik periyot kaçırılmadan, erişkin hastalarda da işitme kaybı süresi çok uzamadan işlem gerçekleştirilmelidir.
Hastaların Klinik Değerlendirilmesi
Odyolojik değerlendirme amacı ile kullanılan testler; saf ses odyometri, timpanometrik inceleme, akustik refleks ölçümü, otoakustik emisyonlar, elektriksel uyarılmış beyin sapı potansiyelleri ve işitsel devamlı uyarım yanıtlarıdır. Deneyimli sağlık personelleri tarafından gerçekleştirilen bu testler ile tanı yanılgı olmaksızın konulmakta ve erken dönemde işitme rehabilitasyonuna başlanmaktadır.
Radyolojik değerlendirme için iç kulağın yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografisi ve manyetik rezonans (MR) görüntülemesi kullanılır. Temporal kemik tomografisi daha çok kemik yapılar hakkında bilgi verirken, manyetik rezonans (MR) görüntüleme daha çok yumuşak dokular hakkında bilgi vermektedir.
Koklear implant adayı hastaların mental ve psikolojik açıdan da değerlendirilmeleri gereklidir.
Koklear İmplant Ameliyatı
Koklear implant ameliyatı küçük bir elektronik cihazın iç kulağa yerleştirilmesi işlemidir. Genel anestezi altında gerçekleştirilen ameliyat iki aşamada gerçekleştirilir. İlk aşama, implant cihazının kulak arkasındaki deri altına yerleştirilmesini içerir. Bu aşamada cerrah, mastoid kemiğe erişmek için kulağın arkasında küçük bir kesi yapar. Daha sonra, iç kulağa erişmek için kemikte küçük bir delik oluşturulur ve elektrot dizisi kokleaya yerleştirilir. Elektrot dizisi, kişinin duymasına yardımcı olmak için beyne sinyaller gönderen işitme sinirini uyarabilecek şekilde dikkatlice konumlandırılır. Ameliyattan sonra, hastanın koklear implant cihazını nasıl kullanacağını öğrenmek için bir rehabilitasyon ve eğitim sürecinden geçmesi gerekir. Bu süreç, hastaların implantın ürettiği seslerin nasıl yorumlanacağını öğrenmek için bir odyolog veya konuşma terapisti ile çalışmasını içerebilir.
Koklear İmplant Ve Gelecek
Koklear implant etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir ve halen gelişmeler devam etmektedir. Normal işitme sistemine yakın işitme sağlayacak uyarımların geliştirilmesi, tamamen cilt altına yerleştirilen ve dış parçası olmayan implantların pratik uygulamaya girmesi gibi gelişmeler ile ilgili çalışılmaktadır. Ayrıca gen tedavisi çalışmaları ve nöron koruyucu tedaviler ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.