COVID-19 Aşısının Önemi Nedir?
Aşı; hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri, parazit gibi mikroorganizmaların hastalık yapma yeteneklerinden arındırılarak ya da bazı mikroorganizmaların salgıladığı zehirlerin etkisinin ortadan kaldırılarak, sağlam kişilere verilmesi için geliştirilen biyolojik maddelere denir. Antijen (Ag) yapısında olup organizmada humoral ve/veya hücresel immün yanıt oluşturarak enfeksiyon hastalığını geçirmeden sanki geçirmiş gibi koruma sağlar.
COVID-19 virüsünün yüksek bulaşıcılığı, ülkelerin sağlık sistemi üzerindeki eşi benzeri görülmemiş olumsuz etkisi ve bugüne kadar hastalığın prognozunu iyileştirebilecek tedavilerin bulunmaması bu hastalığa karşı etkin ve güvenilir bir aşı geliştirilmesinin önemini göstermektedir. Ayrıca pandeminin sona erdirilebilmesi için gereken %60-%70 toplum bağışıklığına ancak aşılarla ulaşılabileceği düşünülmektedir.
COVID-19 Aşıları
Pfizer/Biontech: İlk FDA onay alan aşıdır. Genetik temelli bir m-RNA aşısı olan Pfizer/Biontech aşısı, bir RNA virüsü olan COVID-19 virüsünün genomunun S-proteinini (Spike proteini) kodlayan genetik kodun insan vücuduna enjekte edilmesi yöntemi ile bağışıklık oluşturmaktadır
Moderna: Pfizer/Biontech aşısı ile aynı teknoloji ile üretilmiş m-RNA aşısıdır.
AstraZenaca/Oxford: Çoğalma özelliği ortadan kaldırılmış bir şempanze adenovirüsünü, COVID-19 virüsünün S proteinini ( Spike Proteini) kodlayan DNA dizilimini hücre içine taşıması için vektör olarak kullanan biyoteknoloji ürünü bir aşıdır (vektörel aşı).
Sinovac Biotech: Çinli Sinovac’ın geleneksel aşı üretim teknolojisi ile geliştirdiği inaktif virüs aşısıdır. Virüs uygun koşullarda çoğaltılır, saflaştırılır ve ısı ya da kimyasallarla inaktive edilerek hastalığa yol açamayacak hale getirilir ve bu şekilde uygulanır. Ülkemizde olan ve uygulanan aşıdır.
Aşının Bizi Koruduğunu Nasıl Anlarız, Neler Yapmalıyız?
Öncelikle COVID-19 için önemli yapısal proteinleri ve antikor gelişme mekanizmasına bakacak olursak:
COVID-19’un S proteini: İnsanda hücre zarına bağlanarak virüsün insan hücrelerinin içine girmesini sağlar. İnsanda nötralizan antikoru uyaran ana antijenik yapıdır. Hücresel bağışıklığı sağlayan T lenfositlerin hedefidir.
COVID-19’un N proteini: Virüsün RNA sentezinin düzenlenmesinde rol oynar. Hücresel bağışıklığı sağlayan T lenfositlerin hedefidir.
Bu proteinler aynı zamanda kandan ve burun sürüntüsünden bakılan antijen testlerinde saptanan antijenlerdir. Aktif enfeksiyon varlığında tespit edilebilirler.
Erken dönemde özellikle N proteinine karşı antikorlar saptanmaktadır. N proteinine karşı antikorlar S proteinine karşı olanlardan daha erken oluşurlar ve daha erken kaybolurlar. S proteinine karşı gelişen antikorlar nötralizan özellikte ve daha yüksek özgürlüktedir. Bu nedenle aşılar bu protein baz alınarak üretilmiştir.
Antikor testlerinin, koruyucu bağışıklığın gelişip gelişmediğini kesin olarak belirleme konusunda güncel kanıt düzeyi yetersizdir. Sadece öngörü oluşturabilir.
Uygulanan Aşıdan Ne Kadar Süre Sonra Antikor Yanıtı Oluşur?
Ülkemizde uygulanan aşı baz alınarak bakacak olursak 4 hafta arayla 2 doz aşı uygulanmaktadır. 2. doz aşıdan sonra 14. günde Ig G (İmmunoglobulin G) pik değere ulaşmaktadır. Bu nedenle antikor yanıtının oluşup oluşmadığını anlamak için en erken 2. doz aşıdan 2 hafta sonra bakılması anlamlı olacaktır.
COVID-19 enfeksiyonu geçirmiş hastalarda oluşan kazanılmış bağışıklık 6 ay ve/veya daha uzun sürmektedir. Aşının da bu şekilde koruyuculuğu olması beklenmektedir.
Önemli Not: Şunu unutmayalım aşı virüsle enfekte olmamıza tamamen engel olamaz. Virüs aşılı da olsak bulaşmaya ve hastalık yapmaya devam edebilir. Ancak aşılanma, hastalık geçirilse bile hastaneye ve yoğun bakıma yatma hatta ölümle sonuçlanabilecek kadar ağır geçirilme durumunu engelleyecektir. Pandeminin sona ermesi için gereken %60-%70 toplum bağışıklığına ulaşılması ancak aşıyla mümkündür. Antikor yanıtımız oluşsa da toplumun büyük çoğunluğu bağışık olana kadar (pandemi sona erene kadar) koruyucu önlemlere büyük bir titizlikle devam etmemiz gerekmektedir.
Sağlıklı günler dileriz.