Sağlık Kütüphanesi / Taş Nedir ve Nasıl Oluşur?
Taş Nedir ve Nasıl Oluşur?
Bu makaleyi sesli dinleyin

Taş Nedir ve Nasıl Oluşur?

Taş hastalığı üriner enfeksiyon ve prostat rahatsızlıklardan sonra sık rastlanılan bir rahatsızlıktır. Kimyası ve yapısı anlaşılmış olmasına rağmen nasıl oluştuğu tam çözülememiştir ve çeşitli varsayımlar üzerinde çalışmalar sürmektedir.  Taş hastalarında metabolik veya çevresel faktörlerin %97 oranında söz sahibi olduğu söylenebilir. Özellikle idrarda belli maddelerin artışı ve bunların uygun çözünürlükte, ısıda ve asit-baz (pH) dengesinde bir nüve çevresinde toplanması ve-veya eş zamanlı olarak taş oluşumunu engelleyici maddelerin eksikliğinin genel olarak taş oluşumunu tetiklediği söylenebilir. Yani taş oluşumunda birçok farklı etmen rol oynamaktadır.

Endüstriyel toplumun %1-5’ine etki eden taş hastalığı, erkeklerde %20 kadınlarda %5-10 arasında izlenmektedir.  Bir kez taş hastalığı olanlarda 5 yılda %50 ihtimalle tekrar taş oluşabilir. En sık 30-60 yaş arasında görülmektedir.  Ülkemizde Akdeniz, Karadeniz ve Güneydoğu bölgelerinde nispeten daha fazladır.

Bu Kadar Sık Görülen Rahatsızlık İçin Önleyici Tedbirler Olabilir mi?

Evet, uygun davranış modelleri ile kısmen önüne geçilebilir. Özellikle tekrarlayıcı taş rahatsızlıkları olan insanlar için önem arz etmektedir.  Bu tip rahatsızlığı olan insanlarda günlük 2 litre ve daha fazla su tüketimi önerilmektedir. Özellikle aşırı asitli içecek tüketimini azaltmak önemlidir. Sebze lifinden zengin yiyecekler yanında, hayvansal protein, şeker, yağ, oksalat ve tuzda kısıtlama yapmak önemlidir. Özellikle tuz tüketimine çok dikkat edilmelidir. Tuz kullanımındaki artış, taş riskini artırır. Yeterli fiziksel aktivite yapılması ve sıvı kaybında aşırıya kaçılmaması önerilir.

Kimlerde Taş Oluşumu Fazladır?

Tekrarlayıcı taş hastalıkları için çocuklar ve ergenler risk altındadır. Çocuklarda taş oluşumu bazı durumlarda sadece tek başına bir olay olmayıp, altta yatan metabolik ve ya anatomik bir sıkıntıya istinaden olabilir. Genetik rahatsızlığa bağlı oluşan taşlar tekrarlayabilir. Aile öyküsü olanlarda, gut, hiperparatiroidi, gastrointestinal sistem bozukluğu (kolit, Crohn, malabsorbsiyon, ileal rezeksiyon vb.) olanlarda tekrarlayabilir. Ayrıca tek böbrek, çift taraflı yüksek miktarlı taş öyküsü, sık tekrarlayıcı taş öyküsü yine nüksler için önemlidir.

İlk Başvuruda Neler Yapılmaktadır?

Ağrı, idrarda kanama, enfeksiyon gibi bulgularla başvurular ön plandadır. Ama her zaman bulgu vermeyebilir ve bu tipler daha geç tanı aldıkları için daha tehlikelidir.

Genel yaklaşım, iyi bir sorgulama ve taş hastalığı için bir sebep var mı diye incelemektir. Kullanılan ilaçlar ve sıvı tüketim alışkanlıkları incelenir.  Daha sonra temel biyokimyasal testlerle sistemik hastalıklar ve üriner sistemin durumu incelenir. İdrar tahlili çok faydalı sonuçlar veren basit bir tahlildir. Direkt grafiler ve ultrason, rahatsızlığın boyutu ve verdiği zararı tespit etmemizde yardımcıdır.  Gerekirse opaklı grafiler ve bilgisayarlı tomografi ile teyit ve tanı konulabilir.

Peki Taş Tespit Edilen Hastalarda Ne Tür Tedaviler Mevcuttur?

Taşın yerleşimine, büyüklüğüne,  tipine, sistemde yaptığı tahribata göre hasta ile birlikte karar verilmektir. Burada her zaman tek doğru olmaz ve tercihler ön plana çıkmaktadır. Karar multifaktöryel etmenlerce belirlenmektedir.

Bu Konuyu Açabilir misiniz? Taşın Tedavisinde Yeri ve Büyüklüğü Nasıl Etmen Olabilir?

Tabii. Örneğin böbrek taşlarında büyüklüğüne göre izlem, taş kırma (ESWL), perkütan veya üreterorenoskopik tedaviler yapılabilmektedir. Taşın böbreğin hangi kutbuna yerleştiği ve toplayıcı sistem yapısına göre taşın büyüklüğü göz önüne alınarak seçilir. ESWL dışarıdan ses dalgası ile taşın seanslar halinde kırılmasıdır. Oldukça etkilidir ve genelde 2 cm altındaki taşlarda tercih edilebilir.  Böbrekten çıktıktan sonra idrar kanalında aşağı indikçe etkinliği azalır. Diğer bir dezavantajı ise taş kalabilmesidir ki bu da ileride tekrarlayıcı taş oluşumu ve böbrekte taşın oturduğu yere göre hasarın devam etmesine neden olabilir. Ama taş boyu daha büyük veya taşın yerleşimi,  kırmaya rağmen kendi düşemeyecek gibiyse operatif süreçler gündeme gelebilir. Sırttan açılan bir delikten girerek veya idrar kanalından ucu kontrol edilebilir üreterorenoskopla (URS) girilerek taş kırılmaya ve alınmaya çalışılabilir.

Genel olarak az hastanede kalış süresi ve az kan kaybı ile öne çıkmakta olan endoskopik tedavilerle %90’lara varan taşsızlık oranları mevcuttur. Perkütan nefrolitotomi operasyonu aslında oldukça eski zamanlardan beri yapılmakta olup, taş kırma cihazlarının çıkmasından sonra geçici bir süre popülaritesini kaybetmişti. ESWL cihazlarında beklenen taşsızlık oranlarının yakalanamaması ve endoskopik taş kırıcılardaki teknolojik ilerleme ile cihazdaki malzeme sıkıntısının aşılmış olması gibi etmenlerle tekrar gündeme gelmiştir. Tedavideki deneyiminin artmış olmasıyla komplikasyon oranları azalmış olup hastalar için konforlu bir tedavi olduğu izlenmiştir.

Özellikle son yıllarda moda olan esnek (flexible) üreterorenoskop ile operasyon riski ve hastanede yatış süresi çok azalmış olup, riskleri de diğer operatif süreçlere göre daha makul seviyelerdedir. Hastada herhangi bir yara-iz olmaması ve daha az ağrıya sebep olması tercih sebebidir.

Artık açık operasyonlar çok büyük ve-veya anomalik böbrekler hariç pek tercih edilmemektedir. Gerektiği durumlar olsa da bu seviyeye gelmeden tespit edilmektedir. İzlemde hastanın tercihi doğrultusunda ve-veya çok küçük, semptomsuz taşlarda uygulanabilir. Eğer ağrı veya başka semptomlar varsa cerrahi tedavi ön planda değil ve izlem kararı alınmışsa semptomlara yönelik tedaviler verilmektedir. 

Üreter denen idrar kanalında ilerleyen taşlarda ESWL, URS, düşürme tedavisi ile izlem uygulanabilir. Burada taşın verdiği tahribat, ağrı, enfeksiyon gibi etmenler hastanın tercihinde etkilidir. Eğer yolda ilerleyen taş böbreklerde ciddi genişleme (dilatasyon) yapmışsa taşın yerine göre ESWL öncesi üretere endoskopik yolla stent yerleştirilerek böbrekte oluşan basınç düşürülebilir. Stent, taşın işi bittikten sonra yine endoskopik yolla belirlenen süreler içerisinde alınır.

Eğer taş mesaneye yaklaşmışsa büyüklüğüne ve verdiği rahatsızlığa göre URS ile alınabilir.

Mesaneye düşen taşlar küçükse kendiliğinden düşmektedir fakat altta yatan prostat büyümesi gibi engelleyici bir durum varsa ve-veya taş büyükse genelde endoskopik yolla girilerek taş parçalanır ve alınır. Nadiren açık operasyonla taş almak gerekmektedir.

İlaçlarla Taşları Eritmek Mümkün müdür?

Belli taş yapıları idrar pH dengesine göre oluştukları için dengeyi tersine çevirmek taşın kendiliğinden erimesine yol açabilir. Sadece oral kullanım değil, direk kateterle böbreğe verilen eritici solüsyonlar da mevcuttur. Ama her taş için değil belli gruplar için kullanılır. Oluşan taşların eritilmesinden ziyade taşların oluşmasını engellemede kimyasalların etkisi büyüktür.

Halk arasında taş düşürmeye yönelik yöresel kullanımlar da mevcuttur ve geleneklerin yüzyıllar içerisinde oluştuğu öngörülürse, burada kullanılan yöntemlerin de araştırılmasında ve hekiminize sormanızda fayda olacağı kanaatindeyim.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Yaşam Hastaneleri Web Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.